MESLEK LİSELİLER ÜRETTİKLERİ SEBZE, MEYVE VE EKMEĞİ UYGUN FİYATLA VATANDAŞLARLA BULUŞTURACAK  
MESLEK LİSELİLER ÜRETTİKLERİ SEBZE, MEYVE VE EKMEĞİ UYGUN FİYATLA VATANDAŞLARLA BULUŞTURACAK

MESLEK LİSELİLER ÜRETTİKLERİ SEBZE, MEYVE VE EKMEĞİ UYGUN FİYATLA VATANDAŞLARLA BULUŞTURACAK

Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Konya'da gerçekleştirilen "Eğitimden Üretime Tarım" temalı çalıştayın açılışına katıldı. Mahmut Özer açılışta yaptığı konuşmada önümüzdeki eğitim öğretim yılında sayıları 146'ya çıkarılacak olan tarım alanı bulunan meslek liselerinin ürettiği ürünlerin satış reyonlarında uygun fiyatla vatandaşla buluşturulacağını söyledi. Özer, meslek liselerinin günlük 1 milyon ekmek üreteceğini ve bu sayede liselerin satış büfelerinde vatandaşların düşük fiyatla ekmek almasını sağlayacaklarını ifade etti.


Millî Eğitim Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Konya Valiliği, Konya Büyükşehir Belediyesi ve Selçuk Üniversitesi iş birliğinde düzenlenen Eğitimden Üretime Tarım Çalıştayı, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı kurumlarda yer alan tarım, hayvan yetiştiriciliği ve laboratuvar hizmetleri alanlarında paydaşlarla ortak yönetim anlayışı çerçevesinde öğretmen ve öğrenci yeterliliklerinin artırılması, tarım ve gıda sektöründe nitelikli insan gücünün yetiştirilmesi amacıyla Bakan Mahmut Özer'in katılımıyla Konya'da gerçekleştirildi.

 

Çalıştaya Bakanlık bürokratları, il millî eğitim müdürleri, tarım il müdürleri, akademisyenler, okul müdürleri, alan öğretmenleri, STK temsilcileri olmak üzere yaklaşık 450 kişi katıldı.

 

Konya Selçuklu Kongre Merkezi'nde düzenlenen çalıştayın açılışında konuşan Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Türkiye'de 123 tarım alanı olan meslek lisesini Tarım ve Orman Bakanlığı ile birlikte ortak yönettiklerini belirterek yapılan çalışmaları şöyle anlattı: "İş birliği kapsamında 23 tarım alanı olan meslek lisesini daha 2022-2023 eğitim öğretim yılında aktif hale getireceğiz. Dolayısıyla 146 tarım alanında eğitim veren meslek lisesiyle tüm Türkiye'de tarım alanında ihtiyaç duyulan insan kaynağını birlikte yetiştireceğiz. Bu bir. İkincisi tarım liselerimizin yaklaşık 4 milyon metrekarelik bir uygulama alanı var. Artık bu uygulama alanındaki tüm tarımsal ürünleri yine Tarım Bakanlığımızla koordineli bir şekilde planlayarak, üreterek tüm okullarımızın tam giriş kısmında bir satış reyonu koyarak vatandaşlarımızın düşük fiyatla hizmetine sunacağız. Bu da önemli... Üç son zamanlarda ekmekle ilgili çok fazla spekülasyonlar başladı. Fiyatlarıyla ilgili. Aslında biz yaklaşık 4-5 ay önce Bakan yardımcımız Sadri Şensoy, Genel Müdürümüz Nazan Hanım'la birlikte dedik ki biz ekmek üretelim. Ve 15 okulumuzda ekmek fabrikası kurduk. Şu anda günlük 252 bin ekmek üretim kapasitesine ulaştık. Geçen hafta Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanımızla onun ekmek satış reyonlarında günlük 50 bin ekmek üretim protokolünü imzaladık. Biz 1,5 liraya vereceğiz, Büyükşehir Belediyemiz de 2 lira civarında bir fiyata satacak değerli arkadaşlar. Şimdi buradan ilk defa açıklıyorum. Türkiye'de 81 ilde 100 noktaya, meslek lisemize ekmek fabrikası kuracağız. Ve günlük 1 milyon ekmek üretim kapasitesiyle o liselerin çıkışındaki satış büfelerinde vatandaşlarımızın düşük fiyatla ekmek almasını sağlayacağız."

 

Özer, eğitim, üretim, istihdam çevrimini güçlendirerek toplumunun ihtiyaç duyduğu ürünleri hızlı ama makul fiyatlarla üreten ve aynı zamanda o üretimi yapan özel sektöre de nitelikli insan kaynağı yetiştiren bir mesleki eğitim inşasını hep birlikte yapacaklarını vurguladı. Türkiye'nin mesleki eğitimde iki kritik eksen değişikliği yaşadığını aktaran Bakan Özer, mesleki eğitimin devletin hizmet ve üretim sektöründe aktif olduğu dönemde çok iyi konumda olduğunu hatırlatan Özer, o dönemde arz ve talebin rasyonel bir şekilde tanımlanabildiğine işaret etti. Kıta Avrupası'nda özel sektörün mesleki eğitimdeki payının yüzde 50 olduğunu ifade eden Bakan Özer, 2012 yılına kadar Türkiye'de bu oranın yüzde 1'in altında, halen yüzde 10'un altında olduğunu belirtti.

"Bu toprakların tanıklık ettiği toplumsal mühendislik hareketlerinden biri de kat sayı uygulaması" diyen Özer, şöyle devam etti: "Nasıl başörtüsüyle ilgili, eğitime erişimle ilgili müdahaleler olduysa nasıl bu toplumun çocuklarının eğitime erişimiyle ilgili sıkıntılar çıkarıldıysa aynı mühendislik projesi mesleki eğitiminin tahrip edilmesi için çok ciddi bir uygulamaya tanıklık etti. 1999'daki kat sayı uygulaması. Mesleki eğitim mezunlarının yükseköğretim erişimini kısıtladı, daralttı. Akademik olarak başarılı öğrenciler yükseköğretime gitmediler. Tıpkı imam hatiplerde olduğu gibi... Bu defa ne oldu? Hiçbir yere yerleşemeyen öğrenciler homojen bir şekilde meslek liselerinde toplanmaya başladı.  Başarı beklentisi sürekli düşmeye başladı."

 

Kat sayı uygulamasının maliyetinin nitelikli insan kaynağı ile iş gücü piyasasını buluşturamamak olduğunu kaydeden Özer,  ikinci maliyetin Milli Eğitim Bakanlığı'nın yıllardan bu yana uğraştığı okullar arası başarı farkı olduğunu belirtti. Üçüncü olarak öngörülemeyen bir maliyetle daha karşılaşıldığını anlatan Özer, bunun da meslek liselerinde devamsızlık ve disiplin olaylarında artış yaşanması olduğunu anlattı. Özer şunları söyledi:

"Dün başörtüsü yasağıyla o kızlarımızın, kadınlarımızın yurt dışına gitmesine vesile olanların kadına şiddetle ilgili konuşacakları hiçbir şey yoktur. Yine onların dile getirdikleri beyin göçüyle ilgili de konuşacakları hiçbir şey yoktur. Çünkü bugün beyin göçüyle ilgili konuşanlar o gün o kadınlarımız yurt dışına gittiği zaman beyin göçü hakkında konuşmadılar. Onun için söz söyleme haklarını yitirdiler bu toplumda. Biz son 20 yılda bir taraftan eğitimde okullaşma oranlarını 70 yıl gecikmeyle OECD ülkelerinin oranlarını ulaştırırken bir taraftan da bu anti demokratik uygulamaların hasarlarını tespit ederek eğitim sistemini demokratikleştirdik. İşte bu eğitimdeki normalleşme, kitleselleşmeyi sağlayan, mağduriyetleri ortadan kaldıran ve toplumsal taleplere hızlı bir şekilde cevap üreten demokratikleşmenin mimarı olan Sayın Cumhurbaşkanımıza Konya'dan sevgilerimizi, saygılarımızı iletiyoruz."

 

Bugün gıda ve enerji krizleri ile tüm dünyada tedarik zincirinde yaşanan türbülansların toplumsal bir maliyet ödenmesine yol açtığını belirten Bakan Mahmut Özer, "Ama emin olun birlik beraberlik içerisinde Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu süreçleri de atlatacağız. Tıpkı son 19 yılda olduğu gibi."

İzleyicilere 2000'li yılları hatırlatan Bakan Özer, muhafazakâr ailelerin kız çocuklarını okula göndermiyor diye suçlandığını ama bunu söyleyenlerin okul yapmadığını ifade etti. 2000'li yıllarda 300 bin derslikli bir eğitim sistemi varken bugün 850 bin derslikli bir eğitim sistemi olduğunu söyleyen Özer, Cumhuriyet tarihinde ilk kez kız çocuklarının okullaşma oranının erkek çocuklarını geçtiğini dile getirerek "Yani demek ki yeterli arzı üretebiliyorsak vatandaşın eğitimle ilgili hiçbir sorunu yok. Ama işte bu mühendislik projelerini üretenler, toplumsal manipülasyonlar yapmak isteyenlerin zihinleri böyle çalıştığı için hem imkân vermeyecek hem de diyecekler ki Millî Eğitim Bakanlığı mesleki eğitimi güçlendirsin. 10 yıl beklendi. Ve katsayı uygulamasından sonra günümüze kadar 10 yılda tüm bakanlarımız gece gündüz demeden mesleki eğitimi güçlendirmek için çaba sarf ettiler. Ve son vuruşu da Allah bize nasip etti. Ve yaptığımız en önemli hamle dedik ki paradigmayı değiştirelim. Artık işverenler mezunları beklemesinler, tüm mesleki eğitim süreçlerine birlikte planlayalım. Ve bu başlatmış olduğumuz adım mesleki eğitim vermiş olduğumuz alanlarda iş gücü piyasasının güçlü temsilcileriyle müfredatı birlikte güncelleme, işletmede beceri eğitimini birlikte planlama, mesleki eğitimin kalitesinde çok kritik olan öğretmenlerimizin işbaşı ve mesleki gelişim eğilimleri eğitimlerini birlikte planlama, öğrencilere burs verme ve istihdamda öncelik temelli bu çok boyutlu iş birliği öyle bir bereket sağladı. Gördük ki aslında Türkiye'deki iş gücü piyasası temsilcileri de yıllardan beri bunu bekliyorlarmış. Ve şu anda eğitim verdiğimiz tüm alan ve dallarda sektörün güçlü temsilcileriyle bu iş birliği yapmadığımız tek bir alan kalmadı. Ve ne oldu? Yüzde 1'lik başarı diliminden öğrenci alan meslek liselerimizin sayısı her yıl artmaya başladı. ASELSAN Mesleki Teknik Anadolu Lisesi'yle başlamış olduğumuz bu yolculuk İstanbul Teknik Üniversitesi Mesleki Teknik Anadolu Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi Mesleki Teknik Anadolu Lisesi, Teknopark İstanbul Mesleki Teknik Anadolu Lisesi, Konya ASELSAN Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'yle gittikçe tüm Türkiye sathına yayılmaya başladı." diye konuştu.

28 Şubat sürecinin katsayı uygulamasıyla uzaklaştırdığı başarılı öğrencilerin tekrar mesleki eğime dönmeye başladığını belirten Özer, "Meslek eğitimdeki üretim kapasitesini artırdık. Çünkü üretim eğitimdeki en önemli yöntemlerden birisi... Yaparak öğrenme hem öğrenmeyi kolaylaştırıyor hem de kalıcı kılıyor. Meslek liselerimiz 2021 yılını 1 milyar 162 milyon liralık üretimle kapattılar." dedi.

 

2022-2023 eğitim öğretim yılında tüm okulların lavabolarında meslek liselerinin ürettiği kağıt havlular olacak

Kovid sürecinde mesleki eğitimin maskeden dezenfektana, yüz koruyucu siperlikten video laringoskop cihazına, maske makinesine kadar üretim yaparak sıkıntılı günlerin rahatlıkla atlatılabilmesine olanak sağladığına işaret eden Özer, sözlerini şöyle sürdürdü: "Meslek liseleri ihracat yapmaya başladılar. Geçen hafta İstanbul'da bir meslek lisemizin üretmiş olduğu kağıt havluların yurt dışına ihracatını yaptık. Tırı uğurladık. Ama güzel olan şey şu... Kağıt havluyu üretmiyor meslek lisesi. Kağıt havluyu üreten makineyi üretiyor. Şimdi 2022-2023 eğitim öğretim yılında biraz önce Mesleki Ve Teknik Eğitim Genel Müdürümüzle konuştuk. Aynı makineyi 81 ile hızlı bir şekilde üretip göndereceğiz. Ve 2022-2023 eğitim öğretim yılında tüm okullarımızda lavabolarda çocuklarımızın kullanacağı kağıt havluları olacak."

Özer, konuşmasını Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, Bakan Yardımcısı Sadri Şensoy, Konya Valisi Vahdettin Özkan, Konya Milletvekili Orhan Erdem, Büyükşehir Belediyesi Başkanı Uğur İbrahim Altay, Selçuk Üniversitesi Rektörü Metin Aksoy ve Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Nazan Şener'e teşekkür ederek tamamladı. 28 Haziran tarihine kadar sürecek çalıştayda beş çalışma grubu oluşturularak, tarım eğitimini odağına alacak şekilde üretim yönetimi, tarımda kaynak kullanım etkinliği, tarımda teknolojik dönüşüm, tarımsal mesleki eğitim, tarımda işgücü kullanımı ve istihdam politikaları ana başlıklarının yer aldığı konular görüşülerek raporlaştırılacak.

 

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.